NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
سُلَيْمَانُ
بْنُ دَاوُدَ
أَخْبَرَنَا
ابْنُ وَهْبٍ
أَخْبَرَنِي
عُثْمَانُ
بْنُ
الْحَكَمِ
عَنْ يَحْيَى
بْنِ سَعِيدٍ
أَنَّهُ
قَالَ لَا
جَائِحَةَ
فِيمَا أُصِيبَ
دُونَ ثُلُثِ
رَأْسِ
الْمَالِ
قَالَ
يَحْيَى
وَذَلِكَ فِي
سُنَّةِ
الْمُسْلِمِينَ
Yahya b. Saîd şöyle
demiştir:
Re'sü'l-mal (sermaye)'in
üçte birinden daha azına arız olan âfette câiha yoktur. Bu, müslümanların
âdetinde böyledir.
İzah:
Önceki haberde adı
geçen Atâ, Atâ b. Ebî Rebâh'tır.Cevaın, cama kelimesinin çoğuludur.
Bu iki haberde iki
âlimin câiha kelimesinin ifade ettiği mana ile ilgili görüşleri yer almaktadır.
Birinci haberde Atâ b. Ebî Rebâh; soğuk, yağmur, çekirge baskını, yangın ve
rüzgâr gibi her türlü tabiî âfetlerin meydana getirdiği zararların câiha
olduğunu söylemektedir.
İkinci haberde ise
Yahya b. Saîd; müslümanların âdetine göre; sermayenin üçte birinden daha az
olan telefn câiha sayılmadığını söyler.
Neylü'l-Evtâr'da şöyle
denilmektedir: "Soğuk, kuraklık ve kıtlığın câiha olduğunda ihtilâf
yoktur. Aynı şekilde tüm semavi âfetler câihadır. İnsanların yaptıkları
zararların câiha sayılıp sayılamayacağı ise ihtilaflıdır. Hırsızlık buna
örnektir..."
Bundan önceki
hadislerde câiha ile ilgili hükümler geçmişti. Oraya müracaat edilebilir.